top of page

Gelişimsel Bozukluklardan Otizm Spektrum Bozukluğu

Aslı Simge Öztürk

Güncelleme tarihi: 30 Ağu 2023

Yazımızda Otizm Spektrum Bozukluğundan (OSB) bahsedeceğiz. Otizm spektrum bozukluğu ilk defa 1943 yılında Leo Kanner tarafından tanımlandı (Brüne, Ribbert ve Schiefenhövel, 2023; Butcher, Mineka ve Hooley, 2013). Otizm spektrum bozukluk bir nörogelişimsel bozukluktur (Canpolat ve Özokçu, 2021; Güleç-Aslan, 2018). Ancak OSB’nin henüz sebebi keşfedilememiştir. OSB’ye kusurlu genin ve doğum öncesi komplikasyonların sebep olabileceği tahmin edilmektedir (Butcher, Mineka ve Hooley,). Dil, algı, motor gibi bilişsel becerilerdeki sorunlu davranışları içerdiği gibi en çok sosyal işlev açısından zayıflık olarak karşımıza çıkan geniş sorunlu davranışları içeren bir bozukluktur (Brüne, Ribbert ve Schiefenhövel, Butcher, Mineka ve Hooley, Canpolat, Özokçu, Güleç-Aslan, 2018). Her türlü sosyoekonomik düzeyden çocukta görülebilir bir bozukluk olduğu gibi gittikçe tanı alan sayısı yaygınlaşmaktadır, sebebiyse çalışmalar arası yöntembilimsel farklılıklar, yıllar içinde tanı kriterlerindeki değişmeler, uzmanlarda ve kamuoyunda artan bilinç diyebiliriz (Butcher, Mineka ve Hooley, 2013).


Yukarıda otizmin tanımını yaptık fakat bu bozukluğun özelliklerinden bahsetmedik. Otizm için temel tanı koyma kriteri sosyal disfonksiyondur diyebiliriz. Örneğin, OSB tanısı almış bireyler erken yaşlar da dahil olmak üzere başkalarına karşı oldukça ilgisiz görünebilir (Butcher, Mineka ve Hooley, 2013). Bu sebepledir ki sosyal fonksiyon eksikliğinin iyi tanımlanması oldukça elzemdir. Otizm tanısı için 5 ana kriter sunulmuştur, bu kriterlerden bahsetmemiz gerekirse; sosyal eksiklik, konuşmama, öz uyarım, zihinsel yetenek ve aynılığı sürdürme. Sosyal eksiklik için şöyle bir örnek verebiliriz, otizm tanısı almış bireyler ebeveynleriyle herhangi bir tensel temastan kaçınırlar, isimleriyle seslendiğinizde size bakmazlar. Sosyal eksiklik için sosyal ipuçlarına dikkat verememe eksikliği de diyebiliriz (Butcher, Mineka ve Hooley, 2013). Konuşamamanın sebebiyse taklit yeteneğindeki eksiklikten kaynaklanıyor olabilir ve konuşuyor olsa bile ekolali dediğimiz papağan gibi birkaç sözcüğün tekrarlaması mevcuttur. Öz uyarım sıkça görülen karakteristik bir özelliktir. Örnek olarak yinelenen hareketler diyebiliriz; dönmek, sallanmak. Zihinsel yetenek eksikliği otizm tanısı almış bireylerde belirgin bir şekilde görülür ve sosyal akıl yürütme yetenekleri zayıftır (Butcher, Mineka ve Hooley, 2013). Örneğin, sıralı bir şekilde hikâye anlatan resim çizmeleri istendiğinde düşük bir beceri gösterebilirler. Aynılığı sürdürme için etrafın hep aynı şekilde kalması otizm tanısı almış bireyler için oldukça önemlidir hatta aynılığın sürdürülmesi takıntısı olduğunu dile getirebiliriz (Butcher, Mineka ve Hooley, 2013). Örneğin, absürt denilebilecek nesneleri sürekli yanlarında taşıyabilirler bunlar genelde sert denilebilecek nesnelerdir; taş, tahta parçası vb. nesneler olabilir (Brüne, Ribbert ve Schiefenhövel, 2023; Butcher, Mineka ve Hooley, 2013). Ek olarak OSB tanısı almış bireylerin ortak dikkat konusunda da zayıf olduğu gözlemlenmiştir (Brüne, Ribbert ve Schiefenhövel, 2023). OSB tanısı almış bireylerin epilepsi (Brüne, Ribbert ve Schiefenhövel, 2023; Güleç-Aslan, 2018), ilkel reflekslerin sürekliliği ve nörolojik işlevlerde zayıflık gözlemlenmiştir. Beyin kimyalarına bakıldığındaysa limbik alanda nöronların daha yoğun sıkıştırılmasını örnek verebiliriz (Brüne, Ribbert ve Schiefenhövel, 2023).


OSB’nin tedavisinde başlarda antidepresan gibi tıbbi ilaçlar kullanılmıştır fakat ilaçların etkisinin bozukluk üzerinde zayıf olduğu düşünülmektedir (Butcher, Mineka ve Hooley, 2013). Aynı zamanda davranışçı terapi de Ivar Lovaas’ın öncülüğünde kullanılmıştır. Ivar Lovaas’ın alanında uzman kişilerle, ödül ve ceza yöntemini kullanarak, aileyle iş birliği içinde, yoğun ve uzun bir program inşa etmiştir ve bu program sonrası sonuçlar beklenildiği gibi başarılıdır ancak uzun süreli sonuçlarına bakıldığında program zayıf etkinlik düzeyine sahiptir (Butcher, Mineka ve Hooley, 2013).


Otizmden oldukça bahsettik ve bu bozukluk hakkında neler yapılabilir sorusunu da cevaplayalım. OSB, bozukluğa sahip bireyi etkilediği gibi aileyi de oldukça etkileyebilir. Örneğin; eşler arası iletişimde sorunlar oluşması, çocuk hakkında hayal kırıklığı, çevre baskısının getirdiği sorunlar (Canpolat ve Özokçu, 2021). Bu sebepledir ki otizm tedavisinde ailenin de iş birlikçi olduğu bir tedavi planı oluşturulmalıdır. Aynı zamanda nitelikli uzman, aile ile iş birliği, uzmanların sürekli olarak eğitilmesi, sosyal destek, özel eğitim desteği, öğretmen desteği ve rehberlik desteği tedavi planı oluşturulurken hesaba katılmalıdır. Ek olarak yukarıda yazdıklarımız tedavi planının etkinliğini arttıracağı düşünülmektedir (Canpolat, Özokçu, 2021; Güleç-Aslan, 2018).








Kaynakça

Butcher, J. N., Mineka, S., & Hooley, J. M. (2013). Anormal Psikoloji (Çev. O. Gündüz). Kaknüs Yayınları (Orijinal Yayın 2011)

Canpolat, M. & Özokçu, O. (2021). OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUĞUM VAR: BİR OLGUBİLİM ÇALIŞMASI . Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (60), 73-95 .

Güleç-Aslan, Y. (2018). Üniversite-Temelli Bir Otizm Araştırma ve Uygulama Merkezinin İncelenmesi. Medeniyet Eğitim Araştırmaları Dergisi, (3), 1-1


Comments


bottom of page