Hüzün denilince akla ilk olarak üzüntüden dolayı kederlenmek gelebilmektedir. Fakat kimi durumlarda insanlar mutluluktan da hüzünlenebilir. Bu da hüznün farklı boyutlarına işaret eder. Bu durum yer, zaman ve bireylerin kişilikleriyle alakalı olabilmektedir. Kimi zaman insanların aklına bulunduğu ortamdan dolayı güzel bir anısı gelir birey bundan dolayı hüzünlenmektedir. Bu durum gösteriyor ki hüzün sadece kederi ifade etmediğini göstermektedir. Yani birey mutluluktan da kederlenebilir.
Hüzün bilindiği üzere çok naif bir duygudur. Bireyin kendi duygusunu sevinçten de üzüntüden de olsa diğer duygulardan kıyasla daha içten yaşanır. Hatırladığın anı bireyi içten içe mutlu etse de dışarıya üzüntü olarak yansır. Hatırladığı anısını anlattığında bireyin içindeki düğünün sevinçten mi kederlendiği ya da umutsuzluktan mı kederlendiği anlaşılır. Mesela bir bayram sabahında eski anılarında ve eski bayramların çok daha güzel geçtiğini şimdiki bayramları hiçbir heyecanını olmadığını anlatırken bireyin aslında mutluluktan hüzünlenip kederlendiği anlaşılır.
Hüzün mutluluktan da olsa üzüntüden de olsa kederli olma halidir. Bu duygunun her haliyle bireyde diğer duygulardan farklı olarak daha naif bir duygu halidir. Bireylerin duygularını ifade etme şekli bireyden bireye farklılık gösterir. Kimisi bunu dışarı yansıtmazken kimisi de duygularını dışa vurur. Üzüntüden hüzünlenmek dışarıyla negatif bir enerji verirken mutluktan hüzünlenen bireyler dışavurumda çevresine pozitif enerji verir. Bazı durumlarda ise bireyler bu duygusunu dışa vurmadığı için çevresindeki insanlar bunu anlamayabilir. Bu durum her duygu için böyledir. Fakat bu durum bireyin kişiliğiyle de ilgilidir.
Коментарі