Sosyobiyolog David P. Barash bunu şöyle açıklamaya çalışıyor. Barash’a göre erkek mümkün olduğunca çok kadını hamile bırakma eğilimindedir çünkü esas olarak erkeğin beklentisi soyunu devam ettirebilmek ve malına mülküne varis yetiştirebilmektir. Kadın ise çocuklarına yaptığı biyolojik yatırımı koruyabilmek için istikrarlı bir eş aramaktadır çünkü hayvanlara göre insanların hamilelik süreci oldukça uzundur.
Anne, çocuğunu 9 ay karnında taşımakta ve insan yavrusu, hayvanlardan farklı olarak çok daha uzun süre annenin bakımına muhtaç olmaktadır. Bu yüzden kadın bu durum için eş seçimini bir yatırım olarak düşünmektedir. Ayrıca erkeklerin ve kadınların kaynaklarının farklılığı açısından erkek, çocuk sahibi olabilmek için ömrü boyunca milyonlarca sperm üretebilir fakat kadın ise ömrü boyunca daha az yumurta üretebilmektedir. Hamilelik açısından da bakarsak daha az sayıda hamile kalabilmektedir.
Barash bu yüzden kadın, çocuklarına ve kendisine bakacak bir eş ararken, erkek ise daha çok çocuk sahibi olabilecek imkanların peşinde koştuğunu söylüyor ve hayvanlar üstünde yapılan deneylerle de bunu destekliyor. Onunla aynı fikirleri paylaşmayan, “bizler hayvanlardan farklıyız” diyen Nörobilimci Steven Rose. İnsan davranışlarının çoğu, hayvanların aksine genetik olarak programlanmış iç güdüler yoluyla belirlenmez düşüncesindedir.
Biz insanlar için çevre ve sosyalleşme faktörü bulunmakta ve bu yüzden bizim cinsellikle ilgili düşüncelerimiz, davranışlarımız sadece ve sadece hayvanlardaki gibi “çocuğum olsun” ya da “çocuklarıma iyi bir eş bulayım” şeklinde gelişmez düşüncesiyle Barash’a antitez geliştiriyor.
تعليقات