Başlamadan önce yazarımızdan bir not :
“Sizinle paylaştığım bu yazıyı No Land- Yüzerdik şarkısı ile dinlemenizi öneririm 😊 “
Yıllardır hayalinde yaşattığı sahne geliyordu aklına, vapurda deniz kokusunu içine çekerken.
Uçurumda kendiyle yüzleşiyordu.
Değer verdiği birine olan öfkesinin haksızlığını, sevdiklerine karşı duyduğu suçluluk duygusunu, çocukluğunu çaldığı küçük kız çocuğunun yüzüne bakıyor ve hepsini uçurumun kıyısına bağırarak salıyor, her biriyle tek tek hesaplaşıyordu. Yıllarca içinde büyüttüğü öfke volkan olup patlıyordu. Tek sorun patladıktan sonra kendi durumunu hayal edemiyordu.
Nasıl tepki verecekti, rahatlayacak mı yoksa daha mı kötü hissedecekti?
Dile dökünce her şey çözülmeyecekti ki yine yanlış bir çözüm bulmuştu sanırım kendine. Ama gitmek istiyordu o uçuruma. Saçlarını savuran, vücudunun her yerinde esen rüzgarı hissetmek, bağırmak istiyordu.
Haykıracaktı öfkesini çocukluğunu çalanlara karşı. Pembe kafeste büyütülüp bir anda hayatını yıkanlardan hesabını soramazdı ama öfkesini kusabilirdi. Aklına gelen çözümün mantıksızlığıyla hep hayalini kuruyordu bunun, onu bekleyen bir anmışçasına.
Sanki o anda tekrar özgürlüğünü avucunun içinde hissedecek ve bulacaktı.
Tek başına, onu boğan aitliklerinden arınmış olup hafifleyecekti. Kimse ondan daha sonra hesap soramayacak, içini zehirleyen öfkesi bitecekti.
Ne kadar doğruydu peki bu?
Olabilir miydi ki öyle bir şey?
Kendi kendiyle çelişen fikirler aklını kurcalıyordu yine. Susmuyordu o itiraz edenler, hep bir ağız haykırırcasına haksız olduğunu söyleyerek kafasının içinde. Kulaklarını sağır edecek bir sesti bu, niye hala alışamamıştı ki buna, niye teslim olamıyordu? Bıraksın artık savaşmayı, yorulmaya hakkı yok muydu onun da? Yorulup tükenecek gibi hissediyordu bazen… Gelmişti sanırım o çizginin sonuna yaklaşan noktasına. Durdurabilir miydi artık o sesleri, yoksa mücadele etmeyi mi bırakıp yenilecekti?
Hep olduğu gibi kaybedecekti sanırım. Zafer çoğu zaman ondan yana olmamıştı bugüne kadar.
Yavaş yavaş anlıyordu, yenilgilerin büyüdükçe çoğaldığını ve yasemin kokusunun çocukluğuyla beraber elinden kayıp gittiğini…
Comments